Yirminci yüzyıl sonlarında ekonomik, siyasi ve politik alanlarda yaşanan gelişmeler küreselleşme sürecini hızlandırmıştır. Bu süreçle birlikte devletler arası birbirine bağımlılık da artmıştır. Özellikle ekonomik alandaki gelişmeler devletleri işbirliğine ve bütünleşmeye itmiştir. Karşılıklı bağımlılığın oranı ve konusu değişebilir ancak günümüzde büyük devletler arasındaki karşılıklı bağımlılığın ekomik açıdan daha büyük boyutlara ulaşabildiği görülmektedir. Örneğin, askeri ve siyasi meselelerdeki işbirliği nispeten daha sınırlı olan Çin ve AB’nin ekonomik bağlamda tam bir karşılıklı bağımlılık modeli sergilemektedir. Bu çalışmada Çin ve AB arasındaki karşılıklı ekonomik bağımlılığın niteliği, AB’nin Çin’e olan bağımlılığını azaltmak için adım attığı projeleri ve dolaylı olarak Türkiye’nin jeopolitik konumunun ve yerli üretiminin ihracattaki avantajları ortaya koyulacaktır.
Bağımlılık, bir devletin diğer bir devlet karşısında dış politika tercihlerini sınırlayan tek taraflı bir etkileşimi ifade ederken, karşılıklı bağımlılık farklı ülkeler arasındaki ilişkilerde ortaya çıkan karşılıklı etkileşimi konu almaktadır(Akçadağ Alagöz, Emine, 2016, 36). AB ve Çin arasında oldukça yoğun bir ticaret bağımlılığı vardır. 1998’de yayınlanan “Çin ile Kapsamlı Bir Ortaklık İnşa Etme” bildirisi ile geliştirilen işbirliği, 2001’de kapsamlı ortaklık haline gelmiştir. Çin’in dünyaya ihracatında en önemli ürün grupları sırasıyla: elektrikli makina ve cihazlar,makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, mobilyalar ve aydınlatma cihazları, plastikler ve plastikten mamul eşyalar, motorlu kara taşıtları ve aksamıdır.Ülkenin dünyadan ithalatında en önemli ürün grupları sırasıyla elektrikli makina ve cihazlar,mineral yakıtlar, yağlar, mekanik cihazlar ve aletlerdir.
AB’nin Çin’den satın aldığı başlıca ürünler telekomünikasyon donanımları, veri işleme üniteleri (DPU) ve elektronik devre kitleri iken ; AB, Çin’e ağırlıklı olarak otomobil ve otomobil parçaları satıyor.
Hollanda ve Almanya Çin’in 2020 yılında yaptığı ihracatların toplamı 166 milyar dolar ile %6’sını oluşturmuştur. Buna ek olarak Almanya’nın en çok ithalat yaptığı ülke de yine Çin olmuştur.
AVRUPA BİRLİĞİNİ’NİN ÇİN’E BAĞIMLILIĞINI AZALTMA PROJELERİ
Çin’le imzaladığı yatırım anlaşmasının onay sürecini askıya alma kararı alan Avrupa Birliği, bazı stratejik ürünleri temin ettiği Çin ve diğer yabancı tedarikçi ülkelere olan bağımlılığını azaltmak amacıyla 2021 yılında hazırladığı yenilenmiş sanayi stratejisini açıkladı. Corona Salgını sebebi ile tedariğinde problemler yaşanılan Hammaddeler, bataryalar, akif ecza bileşenleri, hidrojen, yarı iletkenler ile bulut ve sınır teknojileri gibi ithalat ürünlerinde bir daha tedarik aksaması yaşamamak için AB çeşitli önlemler almaktadır. Planda sıralanan 137 ürünün yaklaşık yarısının Çin’den temin edildiğine de dikkat çekiliyor. Buna ek olarak, Pekin’nin değiştirdiği ticaret politikası da AB’nin ticaret bağımlılığını azaltmayı hedeflemesindeki büyük etkenlerden biridir.
Çin 1978’de dünya ticaretine atılması ile ekonomisini her geçen sene daha da büyütmüştür ve Dünya’nın en büyük ekonomisi olmayı başarmıştır. Ülkenin dış ticarete, özellikle ihracata yoğunlaşarak kalkınmayı hedeflediği ekonomi modeli sayesinde AB ile ticaret hacmini buna bağlı olarak arttırmıştır. Ancak, Çin geçtiğimiz günlerde ekonomi politikasını değiştirdiğini açıkladı. Bu politikada Çin, ihracata dayanan ekonomisini iç pazarın güç kazandığı bir modele dönüştürmeyi hedefliyor. 2020 yılında 2,6 trilyon dolarlık ihracat geliri ile dünyanın en büyük ihracatçı ülkesi olan Çin, ekonomisinin ihracata dayalı olmasının her zaman avantajlı olmadığını ve bunun dünya ekonomisindeki dalgalanmalardan birebir etkilenmeye sebebiyet verdiğini açıkladı. Örneğin, Covid-19 salgınından Çin’in en çok etkilenen ülkelerden birisi olması. Bu sebeplerden dolayı, yeni politikasında ihracat yerine iç tüketim ile büyümeyi hedeflediğini görüyoruz. Çin’in en büyük sıkıntılarından birisi de borç krizidir. Ortak Refah diye adlandırdığı yeni kararlar ile ülkedeki eşit olmayan gelir dağılımını düzeltecek ve borçlar ile de ilgileneceklerdir. Bir diğer hedef ise Çin para birimi Yuan’ın dolar karşısında değer kazanmasıdır. Bu sayede enflasyon ile mücadele daha kolaylaşacaktır. Bunlara ek olarak Çin, ülke kaynaklarını rezerve etmek istiyor ve böylelikle ülkenin olası global problemlerden büyük ölçüde etkilenmemesi amaçlanıyor.
Türkiye’nin Jeopolitik Konumunun ve Yerli Üretiminin İhracattaki Avantajları Nelerdir?
Tüm bu gelişmelerin doğrultusunda AB, Çin’in yerini dolduracak yeni ticari ortak arayışı içerisindedir. Türkiye’nin jeopolitik konumu ve bazı sektörlerdeki yerli üretimleri AB ülkelerinin Türkiye’ye yeni Çin olarak bakmalarına imkan sağlayabilir. Türk lirasının Euro karşısında değer kaybetmesi ve dolayısı ile üretimin daha ucuz bir maliyet ile yapılması AB ülkeleri için bir tercih sebebi olacaktır. Peki bu yön değiştirmeden Türkiye ekonomisi nasıl faydalanabilir?
AB ülkelerinden olan Almanya’nın dünyadan ithal ettiği ürünlerde ilk 5 ülke arasında yer alan ülkeler analiz edildiğinde Comtrade verilerine göre Çin 975 üründe, İtalya 502, Hollanda 465, ABD 338 ve Fransa 331 üründe en çok ithalat yapılan ülke olarak ilk sırada yer almıştır. Almanya’nın en çok ithalat yaptığı ilk beş ülke sıralamasında toplamda 158 farklı ülkenin sıralamaya girdiği tespit edilmiştir. Listede en çok yer alan ülkelerden ilk onu incelendiğinde Çin ve ABD dışındaki sekiz ülkenin (Hollanda, İtalya, Fransa, Avusturya, Polonya, Belçika, İsviçre ve Birleşik Krallık) de Avrupa kıtası ülkesi olması ve bunların da İsviçre dışında kalan yedi tanesinin AB üyesi olması Almanya’nın tedarikinde öncelliği yakınındaki ülkelere verdiğini göstermektedir. Bu verilere dayanarak Türkiye’nin konumu, dünya pazarlarından çekilmeye hazırlanan Çin’in yerini doldurmasında avantaj sağlamaktadır.
Örneğin,Korona döneminde (2019) Türk ihracatçılar, AB ülkelerinin en güçlü ekonomisi olan Almanya’ya 680,3 milyon dolarlık otomotiv endüstrisi, 539,8 milyon dolarlık hazır giyim ve 167,4 milyon dolarlık demir ve demir dışı metal ürünleri sattı. Almanya Türkiye’den 75,8 milyon dolarlık fındık ve mamulleri, 86,8 milyon dolarlık iklimlendirme sanayisi, 25,9 milyon dolarlık kuru meyve ve mamulleri, 127,6 milyon dolarlık makine ve aksamları ve 39,6 milyon dolarlık da meyve ve sebze mamulleri ürünü satın alarak, söz konusu sektörlerin bir numaralı talibi olarak kayıtlara geçti. Almanya aynı zamanda Çin’den de Türkiye’den ihraç ettiği ürünleri ihraç etmektedir.
Örneğin hem Çin hem de Türkiye Almanya’ya mobilya ve türevi ürünler, makine, mekanik aletler, nükleer reaktörler, kazanlar; bunların parçaları, demiryolu veya tramvay vagonu dışındaki araçlar ve bunların parça ve aksesuarları satmaktadır. Bu ürünlerin üretim hacmini arttırarak Çin pazarından Türkiye olarak pay elde edilebilir.
İhracatta Almanya’yı takip eden bir diğer AB ülkeleri İtalya ve Fransa’dır. İtalya ve Fransa, Demiryolu veya tramvay vagonu dışındaki araçlar ve bunların parça ve aksesuarları başta olmak üzere, demir ve çelik, makine, mekanik aletler, nükleer reaktörler ve bunların parçaları gibi ürünleri Türkiyeden ihraç etmektedir. Bu ürün grupları Çin ve Türkiye’nin İtalya’ya ihraç ettiği aynı gruptaki ürünlerdir. Ayrıca Fransa Çin’den Mobil ve türevi ürünleri de ithal etmektedir. Türkiye’de Fransa’ya bu grup ürünleri ihraç etmektedir. Dolayısı ile Türkiye İtalya ve Fransa pazarında da ihracat hacmini genişletebilir.
İspanya ve Belçika Türkiye’den örme ve tığ işi giyim ve giyim aksesuarları, demiryolu veya tramvay vagonu dışındaki araçlar ve bunların parça ve aksesuarları, Makine, mekanik aletler, nükleer reaktörler, kazanlar; bunların parçaları, elektrikli makine ve ekipmanlar ve bunların parçaları; ses kayıt cihazları ve reprodüksiyon cihazları gibi ürün gruplarını ithal etmektedir. Bu ürünler Türkiye’nin ve Çin’in İspanya’ya ve Belçika’ya ihraç ettikleri ürünlerdendir. Çin’in saf dışı kalması durumunda Türkiye bu ürün gruplarındaki Pazar payını arttırabilir.
GENEL DEĞERLENDİRME
AB-Çin ticaret ortaklığı iki tarafı da karşılıklı birçok açıdan birbirlerine bağımlı hale getirmiştir. Ancak, Çin, ithalat yaptığı ülkeleri daha çok kendi coğrafyasına yakın ülkelerden seçmektedir. Almanya Çin’in ithalat yaptığı ülkeler arasında 7. Sıradayken 1.sırayı Tayvan almaktadır. Oluşan ticari açık sebebi ile AB ülkeleri yeni ticaret ortakları aramaktadır. Çin’in de uygulamaya karar verdiği yeni ticaret politikası, Çin’e yapılan masraflı lojistik gibi nedenler ile Türkiye bu noktada ticari bir avantaj elde etmektedir. Konum olarak Avrupa ülkelerine yakın olması taşıma maaliyetini azaltırken, ürünlerin Çin ürünlerine göre (özellikle parça üretiminde) daha kaliteli olması da Avrupalı devletlerin Türkiye’ye yönelmesini sağlayabilir.